ANALİZ: Borsa İstanbul Görünümü

ANALİZ: Borsa İstanbul Görünümü
Yazı Özetini Göster

Borsa, uzun bir süredir net bir yön bulmakta zorlanıyor. Endeks haftalar boyunca yukarıyı zorluyor gibi görünse de belirli bir seviyenin üzerine yerleşemiyor. Günlük ve haftalık hareketler daha çok sınırlı dalgalanmalar şeklinde yaşanıyor. Yükseliş denemeleri çoğu zaman kalıcı olamıyor, geri çekilmeler ise sert değil ama yıpratıcı bir sürece işaret ediyor. Bu tablo, piyasada güçlü ve sürekli bir alıcı kitlesinin henüz oluşmadığını gösteriyor.

Para Girişi Olmadan Kalıcı Yükseliş Zor

Borsadaki en temel sorunlardan biri, sisteme giren yeni paranın sınırlı olması. Mevcut yükseliş denemeleri büyük ölçüde piyasanın kendi iç dinamikleriyle oluşuyor. Kısa vadeli işlemlerle yapılan alımlar endeksi geçici olarak yukarı taşısa da, bu pozisyonlar hızla kapatıldığında endeks tekrar aynı seviyelere geri dönüyor. Kalıcı bir yükseliş için sadece işlem hacmi değil, aynı zamanda piyasaya güvenen ve uzun vadeli bakabilen yeni yatırımcıların da devreye girmesi gerekiyor. Bu gerçekleşmeden endekste güçlü ve sürdürülebilir bir trend oluşturmak zor görünüyor.

Gelişmekte Olan Piyasalar Neden Geri Planda?

Küresel ölçekte bakıldığında, geçmiş yıllarda gelişmekte olan piyasalar daha hızlı büyüme potansiyeli sunduğu için yatırımcıların radarındaydı. Ancak son dönemde tablo değişti. Dünya genelinde fon yöneticileri, özellikle kendi ülkelerinde ya da daha az riskli gördükleri piyasalarda yeterli kazanç fırsatı bulabiliyor. Bu durum, gelişmekte olan piyasalara ayrılan payın artmamasına neden oluyor. Türkiye gibi ülkeler hâlâ bu grupların içinde yer alsa da, fon büyüklükleri artmadığı için piyasaya yansıyan somut bir katkı görülmüyor.

Kur, Enflasyon ve Değerleme Çıkmazı

Son bir yılda küresel ölçekte dolar zayıflarken birçok ülkenin para birimi değer kazanmasına rağmen, bazı ülkeler bu süreçten olumsuz ayrıştı. Bu ülkeler arasında Türkiye de yer alıyor. Normal şartlarda, parası değer kaybeden ülkelerin varlık fiyatlarının yabancı yatırımcılar için daha cazip hale gelmesi beklenir. Ancak bu kez farklı bir tablo var. Kurda değer kaybı yaşanırken borsa tarafında belirgin bir ucuzlama oluşmadı. Bu da yatırımcıların kafasında “ucuz ama riskli mi, yoksa pahalı ama belirsiz mi?” sorusunu gündeme getiriyor.

Şirket Karlılıkları ve Enflasyon Muhasebesi Etkisi

Piyasayı baskılayan bir diğer önemli unsur şirketlerin finansal performansı. Son iki yılda birçok şirket karlılık anlamında zor bir dönem geçirdi. Enflasyon muhasebesi uygulaması, bilançolar üzerinde karmaşık bir etki yaratıyor. Borçlu şirketler için bazı düzeltmeler olumlu görünse de, güçlü nakit üreten şirketlerde kâr rakamları olduğundan daha zayıf algılanabiliyor. Sonuçta yatırımcı, bilanço okurken net bir iyileşme göremediği için pozisyon taşımakta isteksiz davranıyor. Kâr artışı görülmeyen bir ortamda değerlemeler de doğal olarak baskı altında kalıyor.

Faiz Politikası ve Temalar Arasındaki Denge

Asgari ücret artışıyla birlikte talebin canlanması, enflasyon üzerinde baskı yaratırsa faiz indirimlerinin hızı yavaşlayabilir. Bu da bankacılık ve gayrimenkul gibi faiz hassasiyeti yüksek sektörler üzerinde kısa vadeli baskı oluşturabilir. Ancak genel beklenti, bu etkilerin sınırlı kalacağı ve ana yatırım temalarının büyük ölçüde korunacağı yönünde. Yatırımcılar, bu noktada veriye dayalı ve seçici bir yaklaşım benimsemeye devam ediyor.

Uluslararası Karşılaştırma ve Değerleme Farkı

Gelişmekte olan piyasalar yıl başından bu yana dolar bazında güçlü getiriler sağlarken, Türkiye piyasası bu performansın gerisinde kaldı. Bu durum, değerleme açısından bir dezavantaj gibi görünse de aynı zamanda potansiyel bir fırsat alanı yaratıyor. Ekonomide atılan adımlar ve şirket bilançolarındaki iyileşme, bu farkın zamanla azalabileceğine işaret ediyor. Özellikle küresel koşulların daha destekleyici hale gelmesi durumunda, aradaki makasın bir miktar kapanması beklenebilir.

2026 İçin Beklentiler ve Sabır Mesajı

Önümüzdeki döneme bakıldığında, 2026’nın 2025’ten daha farklı bir tablo sunması bekleniyor. Enflasyonun kademeli olarak gerilemesi ve faizlerin zamanla düşmesi, piyasa açısından daha olumlu bir zemin oluşturabilir. Bu koşullar, şirket karlılıklarında toparlanmayı ve buna bağlı olarak fiyatlamalarda iyileşmeyi beraberinde getirebilir. Ancak bu sürecin kısa sürede gerçekleşmesi beklenmiyor. Özellikle geçmişte yüksek seviyelerden pozisyon almış yatırımcılar için eski zararların telafi edilmesi kolay olmayacak.

Borsa Matematiği ve Gerçekçi Beklentiler

Endeks belirli seviyelere yükselse bile, herkesin aynı anda kazançlı hale gelmesi mümkün değil. Çünkü geçmişte çok farklı fiyatlardan alınmış hisseler bulunuyor. Bu nedenle yatırımcıların, endeksin nereye gittiğinden ziyade kendi portföylerini gözden geçirmeleri önem kazanıyor. Daha sağlıklı bilançoya sahip, endeksle birlikte hareket edebilen şirketlere yönelmek, önümüzdeki dönemde daha rasyonel bir yaklaşım olabilir.

Yıl Sonuna Girerken Genel Hava

Yılın son günlerine yaklaşılırken piyasalarda doğal bir yavaşlama yaşanıyor. Küresel tatil dönemleri ve düşük işlem hacimleri, hareket alanını daraltıyor. Bu nedenle kısa vadede büyük sürprizler beklemek gerçekçi olmayabili

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer Yazılar